Darüşşafaka Lisesi mezunu ve Türkiye’nin yaşayan en yaşlı milli sporcusu olan “en kıdemli Darüşşafakalı” unvanının sahibi Galip Haktanır’ın 100. yaşına özel hazırlanan Pul Tanıtım Toplantısı bugün Darüşşafaka Cemiyeti’nde gerçekleştirildi.
Galip Haktanır’ın 100. doğum günü onuruna çıkarılan pul koleksiyonu lansmanına
Galip Haktanır ve yakınları, Darüşşafaka Spor Kulübü Başkanı Sayın Abdurrahman Saruhan ve yönetim kurulu üyeleri, Vefa Spor Kulübü Başkanı Sayın Mehmet Sütçüoğlu ve yönetim kurulu ve Vefa Spor Kulübü Futbol alt yapı takımı oyuncuları, Darüşşafaka Cemiyeti Yönetim Kurulu üyesi Mustafa Uğur Demirci, İstanbul Bölge Başmüdür Yardımcısı Bahtiyar Özcan ve PTT temsilcileri de katıldı.
Galip Haktanır Kimdir?
Galip Haktanır 1921’de dünyaya geldi. Çocukluğu İzmir’de geçen Haktanır, babasını kaybetmesi üzerine küçük yaşlarda İstanbul’daki dedesinin yanına geldi. 1932’de, ilkokul dördüncü sınıftayken Darüşşafaka Lisesi’ne girdi. Futbola Darüşşafaka Lisesi takımında başladı. Futbol dışında voleybol ve masa tenisinde de okul takımlarında yer alan Haktanır, ayrıca okullar arasında düzenlenen Atatürk Koşusu’nda birinciliği kazandı. Lise 1 öğrencisiyken Beşiktaş B takımında yer aldı. O tarihlerde lise öğrencilerinin kulüp takımlarında resmi maçlarda oynaması yasak olduğundan sadece özel maçlarda forma giydi. Kısa sürelerle Galatasaray ve Fenerbahçe’de de maçlara çıktı fakat kendi isteğiyle Vefa takımında oynamayı seçti. 1942’de Darüşşafaka Lisesi’ni bitiren Galip Haktanır, aynı yıldan itibaren Vefa’nın lig maçlarında mücadele etmeye başladı. Santrhaf mevkiinde oynadığı başarılı futbolla kısa sürede parladı. Henüz bebekliğinde geçirdiği bir kaza nedeniyle sağ göz kapağının sarkık kalması nedeniyle “Kör Galip” lakabıyla ünlendi. Kısa sürede Vefa kaptanlığına getirilen Galip Haktanır, mücadeleci karakterini takıma da yansıttı. Nitekim daha önce İstanbul Ligi’nde en iyi derecesi dördüncülük olan Vefa, 1946-47 sezonunda şampiyonluğu averajla Fenerbahçe’ye kaptırarak ikinci oldu. Galip Haktanır Vefa’daki istikrarlı futbolu sonucunda Milli Takım’a da seçildi. İkinci Dünya Savaşı nedeniyle 11 yıldır müsabaka yapamayan Türk Milli Takımı’nın 1948’de İstanbul’da oynadığı Avusturya maçında forma giydi. Milli müsabakaların çok seyrek oynandığı dönemde, 1948 – 1950 arası beş A, bir B olmak üzere toplam altı kere milli formayı giydi. 1955’te futbolu bıraktıktan sonra antrenörlüğe başladı. Çeşitli dönemlerde birkaç kez Vefa antrenörlüğü dışında, Eyüp ve Beylerbeyi takımlarını çalıştırdı. Vefa kulübünde antrenörlük dışında uzun yıllar idarecilik yaptı ve genel kaptanlık görevini üstlendi. Halen 100 yaşını sürmekte olan Galip Haktanır, sadece Türkiye’nin değil belki Dünya’nın da hayattaki en yaşlı milli futbolcusu.